13 Nisan 2014 Pazar

Kupa Öncesi Timsah'ın Ayak Sesleri

Maç öncesi tribünlerde yerimizi alırken, daha saatler öncesinden taa Bursa'dan kalkıp, kendisine ayrılan yeri tıka basa dolduran Bursaspor tribünlerinin bir an için İstanbul değil de Bursa'da olduğumuzu bizlere hissettirmesi görülmeye değerdi. Takımlar sahaya çıkarken Bursapor'da ki hafta için kupa yarı finali için yapılan rotasyon, herkese bu maçı daha baştan Bursaspor'un kaybettiği algısı yaratsa da, daha 45. saniyede 2013-2014 sezonunun en erken golünü atan Fernandao iki teknik kadronun hesaplarını da alt üst ederek kalan dakikalar için Şota ve İrfan Buz'u zorunlu hamlelere zorladı. İlk yarı Bursaspor'un alan savunması ve Paşa'nın bir kaç cılız atağı dışında sahada farklı pozisyon izlettirmezken, K.Paşa tribünlerinin iktidar yanlısı söylemleri de etrafta gülüşmelere sebep oldu.


Karşılaşmanın ikinci yarısında istediği golü o ana dek ben bu takımın oyuncusu değilim dercesine sahada gezinmekten başka hiçbirşey yapmayan Ryan Donk'un kafasıyla bulan Paşa, kontrolü ele alır gibi olsa da, İrfan Hoca maçı istediğini gösterircesine yaptığı değişikliklerde özlenilen Bursaspor teknik adam olduğunu bir kez daha gösterdi.Son dakikalarda Enes ve Sestak pozisyonları değerlendirse üç puanı almak işten bile değildi. Fernandao, Bursaspor’a uzun yıllar forvet yükünü çekecek, ilaç niteliğindeki bir futbolcu mu? Hayır. Ama savaşıyor ve takımı için kendisini hırpalıyorsa bu takdir edilmeli.

İrfan Buz hocanın heyecanını ve verdiği kararları takdir etmemiz lazım. Böyle giderse İrfan Buz Türk futboluna yeni bir soluk getirecek, yaptığı her hareket radikal. Kadro seçimi, taktik anlayışı ve davranışları alışılmışın dışında… Maç sonunda yarı çıplak kalması enteresan bir görüntü oluşturdu. İrfan Buz gerçeğini umarım uzun yıllar izlemeye devam ederiz fakat İrfan Buz’un coşkusu bazen kendisine zarar verebilecek türden.. Ne olursa olsun Bursaspor teknik direktörü maç sonunda üstünü çıkarmamalı ve çıplak kalmamalı. Zira bilmeli ki biz ülke olarak heyecanını yenemeyen çok teknik adama hemen ‘şovmen’ sözünü yapıştırmayı severiz. Yaklaşık 3 haftada gösterilen büyük performansın ve başarının bu tür söylemlerle kaybolmasını zannediyorum hiçbir Bursasporlu istemez.

Bu sezon bu kadar olumsuzluklara rağmen, Bursaspor ligi Avrupa kupalarına katılacak derecede bitirir ve Türkiye Kupası’nı da müzesine kaldırırsa,işte o zaman tam anlamıyla mucize gerçekleşir, inanıyorum ki bu takım bunu yapabilecek güce de fazlasıyla sahip.

27 Mart 2014 Perşembe

Rahat Uyu Şampiyon



Ayrton Senna Da Silva.. 

Öleceği virajın tehlikelerini arkadaşına anlatan ve kendi hariç herkesin hayatını kurtaran.. 
Yakalandığı göz hastalığı sebebi ile sabaha kadar gözünü kapatamayan ama Lotus takımı ile çıkacağı test fırsatını kaçırmamak için tüm gece tedavi gören.. 
Telemetri verilerine gore normal çalışan motorda problem olduğunu söyleyip gece motoru söktürüp sabah krank milinde olan çatlağı bulan mekanikerlerin ağzını açıkta bırakan.. 
Pist üzerinde yarışırken acımasız ama herhangi bir kaza gördüğünde arkadaşını kurtarmak için hayatını tehlikeye atıp ilk müdaheleyi yapan.. 
Kendi ölümünden bir gün önce ölen meslektaşı için yarışı kazanması halinde sallayacağı,kokpitin içine onun ülkesinin bayrağını koyan.. 
Dünyanın en hızlı adamı olmasına rağmen tam da öleceği gün bu işi bırakması ve balık tutması teklif edilmesine rağmen meslektaşına olan saygıdan yarışmayı bırakamayacağjnı söyleyen.. 

Ölmeden kısa bir süre önce kız kardeşine kimsesiz çocukların eğitimi için bir vakıf kurmasını söyleyen ve hala yüzbinlerce çocuğun eğitimini sağlayan..   
Pist üzerinde ve dışında ki en büyük rakibine televizyondan onsuz rekabetten sıkıldığını ve onunla yarışmayı özlediğini söyleyebilen.. 
Kazanmak dışındaki tüm sonuçları kaybedenlerin birinci olarak tanımlayan.. 
Eğer bir gün hayatını kaybederse bunun çabucak kısacak bir anda olup bitmesini isteyen ve sakat kalmayı kabullenmeyip tamda istediği gibi hayata gözlerini yuman.. 
Hayatta örnek aldığı tek idolün çalışmak ve kendini işine adamak olduğunu ifade eden.. 
Korkuyu heyecan rekabeti yeni tehlikeler bulmak olarak tanımlayan..
1994 Dünya kupası şampiyonu Brezilya futbol takımı tarafından adına kupa ithaf edilen..
Dünyanın gelmiş en iyi sporcularından biri olarak gösteriliyor. 
Aramızdan ayrılalı bugün tam 20 yıl oldu.. 

Onun 3 dünya şampiyonluğu 41 yarış galibiyeti 65 pol pozisyonu 19 en hızlı tur zamanı var.. Ama bu istatistikler ile kimse ilgilenmiyor bugün.. Çünkü.
Ayrton Senna demek sadece başarılı bir sporcu demek değildir.Tarifi yapılamaz.. !!
RAHAT UYU ŞAMPİYON... 

24 Ocak 2014 Cuma

‘Paso’ sömürü, ‘Paso’ fişleme, PassoLig!

Ne zaman profesyonellik hayatın içine girdi mertlik bozuldu. Sporda, sanatta, siyasette, gündelik hayatta artık amatörlere yer kalmadı. AŞKın bile profesörleri aramızda dolaşıyor. Oysa paylaşarak, üreterek yaşamak ve yaşatmak profesyonel olmayı gerektirmez.
Taşlardan yapılmış kaleler ve patlak bir topun peşinden kahkahalar atarak koşan farklı kültürün farklı etnik kökenin farklı renklerin çocukları büyüdüler ve günümüzün profesyonelleri olarak hayata biçim veriyorlar. Dün çocuk masumiyetiyle patlak topun peşinden hep beraber koşan çocuklar bugün paraya ve güce ulaşmak için hayatın her alanında sömürüyü meşrulaştırıp adını profesyonellik koydular.

Siyasetin profesörün Başbakan Erdoğan sandıkta kazanmak için her türlü ötekileştirmeyi meşru görüp daha 15'inde hayata gözlerini yuman Berkin'i terörist ilan edebilmektedir.  Alevileri hiç çekinmeden yuhalattıran ve en ufak eleştiride kendinden olmayanı vatan hainliğiyle suçlayabilmektedir. İşte bu Başbakan hakkındaki yolsuzluk iddialarına karşın sandıkta kazandığı için başarılı sayılmakta ve profesyonelliğin gereğini yaptığı düşünülmektedir.
Sandıktan birinci parti olarak çıktınız. Ülkenin ekonomi politikalarını belirliyorsunuz. Küresel ekonomik sistemden bağımsız olamazsınız değil mi çünkü ülkeyi profesyonelce yönetmek gerekir. Bir yandan özelleştirmeler yapılmalı, taşeronlaştırmaya hız verilmeli, asgari ücret küresel sermayenin istekleri doğrultusunda belirlenmeli ve planlı bir işsizlik politikası uygulanmalı.Biri çıkar da "karnım aç, hırsızlar ülkeyi soydunuz" derse "Sen kime hizmet ediyorsun, dış mihrak, faiz lobisi, huzur bozucu" diye nitelendirilip ardından ülkenin dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğu profesyonelce savunulabilir.

Hayat sadece ekonomiden ibaret değil, profesyonelce yönetilen ekonomiden  kişi başına düşen 10 binlerce dolarımız var. Peki nasıl yaşayacağız?  İçki içmemelisin, en az 3 çocuk yapmalısın, başını kapa, sokak ortasında öpüşme, kızlı-erkekli takılma, bizim gazetelerimizi oku, televizyonlarımızı izle, kuşun ötmesin, haline şükret, itiraz etme.
Oldu ya itiraz ettin. Demokratikleşme paketimizde profesyonelce hazırlandı.    Özgürce ölebilirsin hem de destan yazan kahraman polislerce kafandan vurularak, zahmetsizce her muhalifin böyle bir hakkı var kamu hizmeti. İşsiz kalabilirsin, tembellik hakkı bu olsa gerek. Yargılanıp müebbet hapse mahkum ol, içeride bakarız sana, ekmek de su da devletten.Neyse, profesyonel demokrasimizin örnekleri saymakla bitmez. Hem ben spor yazısı yazacaktım. Spor iyidir. Gelelim futbola. O kadar profesyonelleştik ki bu alanda saymakla bitmez. Futbol bütçemiz milyar dolarlarla ölçülüyor. TV, reklam, sponsorluklar, lisanslı ürün satışları, maç hasılatları. Ooooo acayip para var bu işte. Bir de PassoLig çıkardık mı hem gereksizleri fişleriz hem de dev bütçemize yeni kaynak saylarız. Bitti.

Taraftar mı? Boş ver onu. Zaten sahada da futbol yok.