29 Temmuz 2010 Perşembe

Bursaspor 2010 - 2011 Sezonu Formaları Tanıtıldı



Futbol kulüpleri kurulurken rastgele renk seçilmiyor. Birşeylerden ilham alınarak renklere anlam kazandırılıyor,O renkler formaya ve ambleme yansıyınca da o kulübün kimliği ortaya çıkmış oluyor. Kazanılan başarılarla bu renk ve formalar kudsiyet arz ediyor ve güçlü bir imaj oluşuyor.Renkler kadar modeller de önemli. Yıllar boyunca değişen modaların etkisinde kalarak kısalan uzayan şortlar, değişen yakalar ve kollardan başka değişmeyen birşey var: Başarılı takımların forma modelleri. Galatasaray'ın parçalı sarı— kırmızı forması, siyah şortu; Fenerbahçe'nin çubuklu sarı— lacivert forması, beyaz şortu; Beşiktaş'ın düz beyaz forması, siyah şortu; Trabzonspor'un çubuklu bordo— mavi forması, bordo şortu; Milli Takım'ın da göğüs üzerinde kırmızı bant ve ortasında ay— yıldızın bulunduğu beyaz forma ile kırmızı şortu, değişmeyen modeller arasında.

Dünyada birçok futbol kulübünün renkleri aynı olmasına rağmen birbirlerinden kendilerine has forma modelleri ile ayrılıyorlar. Dünyaca ünlü takımları göz önüne getirdiğimizde, renkleri mor— beyaz olmasına rağmen bembeyaz formaları ile Real Madrid'i; kalın çubuklu bordo— mavi formasıyla Barcelona'yı; çubuklu kırmızı— siyah forma ve beyaz şort ile Milan'ı; düz kırmızı forma ve beyaz şort ile Man. United'i; düz sarı forma ve yeşil şort ile Brezilya'yı; düz beyaz forma ve siyah şort ile Almanya'yı; baştan aşağı turuncu formaları ile Portakallar olarak adlandırılan Hollanda'yı; ortasında kalın dikey kırmızı bant bulunan beyaz forma ve beyaz şort ile Ajax'ı tarif edebiliriz.

Başarılı bir geçmişten sonra kabullenilen forma bir kudsiyet kazanıyor ve bu forma ile geçmişte başarılar kazanılmışsa, gelecekte de kazanılabilir anlayışı yaygın hale geliyor. Dilimize yerleşmiş olan 'forma aşkı, forma savaşı, formalarıyla yendiler' gibi deyimlerin altında da bu renk ve modellere yüklenen özel anlamlar yatıyor aslında. Deniz ve hamsi ile özdeş olan Trabzonspor, formasındaki mavi ve bordo renklerini denizden ve hamsi kanından, gücünü de bu renklerden alıyor. Trabzonspor'un dördüncü büyük olma başarısını göstermesinde kendine özgü ve farklı renkler kullanması en önemli faktör. Grafik Tasarımcı Ali Fuat Saruhan, rakibe baskı kurmak ve kendi taraftarını coşturmak için formalarda renklerin ve çizgilerin kulanılış biçiminin çok önemli olduğunu söylüyor. Saruhan'a göre, Trabzonspor örneğinde olduğu gibi, bir takımın ait olduğu şehrin o renklerle bütünleşmesi de mühim. Kısacası, bir takımın geçmişiyle ve kullandığı renklerle başarılı bir imajı varsa, maça önde olmasa bile avantajlı başlıyor.

Her rengin insanlar üzerinde çeşitli etkileri var. Kırmızı saldırgan, siyah korkutucu, beyaz endişeleri giderici, yeşil rahatlatıcı etkilere sahip. Formalardaki dikey çizgiler oyuncunun boyunu uzun, yatay çizgiler ise kısa gösteriyor. Dolayısıyla, rakibe baskı kurabilmek için tarihi geçmişin yanı sıra formalardaki renklerin ve çizgilerin kullanılış biçimi çok önemli. Bu da demek ki, maça ya avantajlı, ya da avantajsız başlayacaksınız. Formaların tasarımı seyirciyi coşturması, takıma yeni bir hava getirmesi açısından da mühim. Bundan iki sene önce Bursaspor, sezona Ajax'ın formasına benzer bir formayla başlamış, takımda ve Bursa'da yeni bir havanın oluşmasına sebep olmuş, bu havayla Bursa Atatürk Stadı tıklım tıklım dolarken Bursaspor İnter—toto Kupası'nda ve ligde fırtına gibi esmişti. O havanın etkisi sürüyor ve Bursaspor hâlâ o formaları giyerek diğer takımların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Zira geçen sezonun sonunda Trabzonspor'un giydiği formalar Barcelona çağrışımı yaptı ve takıma yeni bir hava getirdi. Daha önceki maçlarda boş olan Avni Aker Stadı bu havayla dolmaya başladı.

Futbolun bir sektör haline geldiği günümüzde kulüpler de şirketleşmeye başladı. Şirketleşen kulüplerin en büyük kazanç sağlayabileceği ürün ise formalar. Dünyanın en zengin kulüplerinden Manchaster United ve Bayern Münih'in formaları kapış kapış satılıyor. Sebebi, formaların rahatlıkla tişört ve gömlek olarak giyilebiliyor olması. Bu yüzden taraftarların yüzde doksanı maçlara bu formalarla gidiyorlar ve stad tabii olarak o kulüplerin renklerine bürünüyor. Dolayısıyla rakip takıma bu şekilde baskı kurulmuş oluyor. Türk takımlarının forması ise ancak halı sahalarda giyiliyor.

Takımlar arasındaki mücadeleler kadar bu takımları giydiren firmalar arasında da rekabet var. Adidas, Fıla, Nıke, Umbro ve Puma dünya çapındaki markalar. Ancak dünyanın her tarafından ortağı olan Adidas, yüzde 35'lik pazar payı ile ilk sırada. Bu Türkiye'de de böyle. Bursaspor (Umbro), İstanbulspor (Umbro), Gaziantepspor (Puma) hariç diğer takımlar hemen hemen Adidas'tan giyiniyor. Adidas'ın Türkiye temsilcisi ise Esem Sport.

Bir takımın formasını istediğiniz kadar allayın pullayın, geçmişteki çizgiler kadar etkili olamaz.Bu yüzden Adidas, bundan sonra yapacağı formalarda takımların geçmişteki modellerini inceleyecek, eskiyi çağrıştıracak modeller üretmek zorunda kalacaktır.Önemli olan tasarım değil, imaj. Mesela Brezilya, Adidas'la anlaşmalıyken sarı forma, yeşil şort giyiyordu; şimdi Puma ile anlaşmalı ve yine aynı modeli giyiyorlar. Değişen sadece marka. Çünkü Brezilya, başarılarını hep bu forma ile elde etmiş. Bu forma ile geçmişten güç alarak rakiplere psikolojik baskı kuruluyor, Man. United'in formasının çok satılmasının nedenini de modelinin yıllardan beri aynı olmasına ve taraftarın bu modelle bütünleşmesidir.

Türkiye'de dört büyüklerin formaları da bu anlayışın ürünü. Zaman zaman değişiklikler olsa da geçmişi çağrıştıran tek bir modelde ısrar ediliyor. Bir istisna olsa da tarihi başarısızlıklarla dolu Milli Takım'ın forması da (göğüs üzerinde kalın bant ve ortasında ay— yıldız) gelecek yıl geçmişin çizgilerini taşıyacak. Kavaklı, son olarak, takımlar kendi evinde mutlaka eskiyi çağrıştıran formaları giymeliler, diyor. Geçen hafta kendi evinde Trabzonspor'a yenilen Fenerbahçe'nin düz sarı forma giymesini de eleştiriyor. 'Şu maçta şu formayla galip gelmiştik, yine o formayı giyelim' şeklindeki uğur anlayışına da karşı çıkıyor.

Evet, cicili bicili, allı pullu modellerin geçmişin çizgileri kadar başarı getireceğine inanılmıyor artık. Tasarımları istediğiniz kadar eleştirin, devir imaj devri...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder