20 Mart 2011 Pazar

19 Mart 2011 Libya Savaşı



"Komplo teorisi canım, ulusalcı zırvası" diye küçümsenen, gülünüp geçilen olayların nasıl bir bir gerçekleştiğini. bu ard arda çıkan arap ülkeleri isyanlarının hiçbirinin hayra alâmet olmadığını ve kendiliğinden çıkmadığını. Bas bas bağırıyoruz "büyük ortadoğu geliyor!" diye. bize "hani senelerdir gelecek diyorsunuz, bir şey geldiği yok, nerede??" diyorlar. burada kaçınılmaz olarak Namık Kemal ile ilgili bir anekdota değinmek istiyorum:

Namık Kemal devletin halini görüp üzülür de, sürekli "bu memleket bu gidişle batacak," der ama takan olmaz. sonunda biri "hani 20 sene önce de memleket batacak diyordun, bak hala sapasağlam?" der. namık kemal de der ki; "canım bu oduncu mehmet ağa'nın cenazesi değil ki hemen kaldırıp gömsünler? 600 yıllık bir devletin cenazesi 70-80 senede anca kalkar." Hesap aynı hesap işte. plan öyle büyük, öyle devasa ki, ayak sesleri yüz yıl öncesinden duyuluyor.

Olayları tarih filtresi ile biraz okuyalım bakalım:

Lozan görüşmelerine geri dönelim. Ne demişti Lord Curzon, İsmet paşa'ya? "hiçbir istediğimizi yaptıramadık. kabul etmediğiniz şeyleri şimdi cebimize koyuyoruz; zamanı gelince birer birer karşınıza çıkaracağız." avrupa 100 yıl önce uğradığı hezimetle çark edişinin ardından yine türkiye'nin bir avrupa ülkesi değil ortadoğu ülkesi olduğu görüşünde. sarkozy bizzat gelip "istediğimiz şartları yerine getirin ama avrupa birliği'ne giremezsiniz" diyerek bunu açıkça belirtiyor. uyum yasaları dedikleri şeyler yeni hasta adam'ın yemeğine her gün katılan düşük dozda zehirler gibi. halkın bilincini kaynayan kurbağa misali yavaş yavaş sevr'e makul bakmaya hazırlar gibi. yalnızca isimler değişik, şahıslar değişik.

"5 sene evvel Lübnan bombalanırken sesi çıkmayan, Mavi marmara saldırısına, Filistin'deki olaylara sesi çıkmayan birleşmiş milletler Libya'ya yaptırım uygulamaya hazırlanıyor, amerika libya'ya ambargo uyguluyor, operasyona hazırlanıyor falan filan. bunlara "arap dünyasında çıkan isyanlar" mı diyelim şimdi, yoksa "çıkartılan" isyanlar mı? çünkü pek inandırıcı gelmemeye başladı bu zincirleme isyanlar bana. bahane ile tepelerine çökmek, en azından zemin hazırlamak için çok ideal bir yol."

bugün savaş çıktı. resmen savaş ilanı yapıldı, bayraklar çekildi.

sadece birkaç hafta sonra bugün, yani 19 mart günü, savaş uçakları bombalarını yağdırmaya başladı. itilaf devletleri + abd, yani aynı eski kadro hiç değişmeden yine bir araya gelmiş, 100 yıl önce deneyip alamadıklarını bugün tekrar almaya çalışıyor. 100 yıldır hiç boş durmadılar, nakış gibi işlediler adeta. yavaş yavaş aynı raddeye getirdiler ülkeleri yine. türkiye'de dahil. ama onun vadesi daha dolmadı. daha kullanacakları yerler var onu.



Ortadoğu'dan sonra sıra kuzey afrika'da. ortadoğu'daki diğer ülkelere saldırana kadar şartların olgunlaşması gerek daha. öyle 5-10 yılda olmaz bu işler. yüzlerce yıllık planlar bunlar. ortadoğu'da şartlar olgunlaşırken zaman boşa geçmesin tabii, biraz da kuzey afrika karışsın. oraları da hazırlamak gerek gelecek için. anadolu, ortadoğu, kuzey afrika, eski sömürge hindistan, çin'e kadar bütün bu coğrafya birleşince nerenin haritası çıkıyor ortaya? koskocaman bir büyük ortadoğu. ister ulusalcı deyin ister komplo teorisyeni, büyük ortadoğu gümbür gümbür geliyor.

kapılar asker postalı ile kırılana kadar anlamamaya, bön bön izlemeye gerek yok. bu savaş bunun habercisidir. bakın, birilerinin kapıları asker postalı ile kırıldı bile. sıranın bize gelmeyeceğini düşündüren, size bu rahatlığı veren ne?

şimdi "Kaddafi daha fazla direnmesin, yıkım olmasın diye çekilsin, teslim olsun" diyenler var. bunlar Yaser Arafat için de aynı şeyleri söylüyorlardı. Hatta Mustafa Kemal Atatürk için de... "bitirsin bu anlamsız savaşı" diyorlardı. o zaman da öyle kafalar vardı, bugün de var. yarın da olacak. medeni, hümanist, insancıl olmamız için şu adına avrupa denen, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın karşısında diz çökmemiz bekleniyor.

Bugün olmasa bile yarın , bizden olmasa bile torunumuzdan ...

19 Mart 2011 Cumartesi

Sevgili Hocam'a...

Sen geldiğinde demiştik; “40 seneden beri yüzümüz gülmedi” diye hocam. Sana halimizi arz etmiştik kendi lisanımızca. Çok ta şey istememiştik senden. Bir kupaydı istediğimiz. Adı çok önemli olmayan...



İlk senende bünyemize ağır gelmeye başladı ard arda gelen galibiyetler. “Neler oluyor?” dedik. Bu bizim o amaçsız hedefsiz takımımız mı? UEFA'ya gidiyorduk az daha! Son maçta kaçırmıştık Avrupa'yı. Ama sana inanmıştı bu şehir. Çok ufakta olsa umudumuz, İstanbul‘a akmıştık UEFA hatırına...

Sonra o muhteşem seneye başladık. Kimseye söylemedik belki ama hepimizin yüreği kıpır kıpırdı hocam. Hayallerimizde dahi düşünmeye utandığımız (!) yola sokuyordun bu şehri yavaş yavaş. Hep bir şeyler olur, yolumuzu keserler diye düşünüyorduk. Ama sadece sen koymuştun kafana futbolcu kardeşlerimizle beraber. “Kesemezler yolumuzu, bizi durduramazlar” diye haykırıyordunuz. Ama biz hala “Bu hafta biteriz, öbür hafta biteriz” hesaplarını yapmaya devam ediyorduk.

İstanbul’un ayrıcalıklı takımları teker teker devriliyordu ve biz rüya gördüğümüze inanmaya başlamıştık artık. Ve sonra hocam bizi de inandırdın. Hep beraber düştük yollara. İnönü Stadı'nda Zapo atarken son dakika golünü, bütün Bursa çıktı kafaya o topla... Onbinlerce insan sevdalısını karşıladı Yalova İskelesi'nde. Kadıköy'de 3. gole giderken futbolcuların, yanında bizler de koşuyorduk. 2-0'dan 3-2 maçlar alıyor, inanıyor, inandırıyordunuz hocam.


Herkesin hesabı varsa Allah'ın da hesabı vardır diyerek,o tertemiz kalbinle iman ederek, hayâlini bile kuramadığımız şampiyonluğu getirdin bize. Şimdi bakıyorum hocam... Bazen başın önde, aklın karışık. Bakıyorum hocam herkes geçmişi unutmuş akıl verme derdinde sana. Bak sevgili hocam; Bu şehir seni gönlünün en baş köşesine yazmıştır artık. Biz kimseye adam sıfatını vermemiştik bu zamana kadar. Sen bizim adam gibi adamımızsın hocam. Bu şehir farklıdır hocam. Vefalıdır. Unutmaz hocam, unutturmaz.


Sakın seni yormasın bu engeller hocam. Bil ki; binlerce yürek hep seninle beraber. Sen iste hocam. Yolumuzu rotamızı çiz, biz hep yanındayız. Seninle uzun yollar gideceğiz daha. Biz bekliyoruz. Yürünecek daha çok yolumuz, alınacak daha çok kupamız var hocam.Sonucu ne olursa olsun dönmek yok yolumuzdan. Biz inanıyoruz. Senin gibi bir komutan varsa başımızda o orduya yenilmek haramdır.

Ve sevgili hocam... Sana son ricamızdır; Seni ve bu takımı hafife alanlara, başarılarını görmek istemeyenlere, seni bizim gönlümüzden alacaklarını sananlara, bizi hesaba katmayanlara, Allah'ın adaletini ve hesabını, çalışanın kazanacağını tekrar gösterme zamanı.


18 Mart 2011 Cuma

13 Mart 2011 Pazar

Bize sevdamıza sahip çıkmak düşer!

Herkese eşit yayıncı kuruluşun, herkese eşit ama bize uzak spor müdürü diyor ki;
''Türkiye de 4 büyük var'' ...
Budur... Bakış budur bize... Bize yakışanı yapıp sözde büyük sevdalılarına kimin büyük olduğunu anlatmamız lazımken biz birbirimize, hocaya, futbolculara söylenip duruyoruz...


Her zamankinden daha çok inançlıyım bugün..
Her zamankinden daha hırslıyım inanın buna.
2 yıl önce 5. olup Avrupa'ya gitme hayaliyle kaç kişi yollara düştük İstanbul Olimpiyat Stadı'na.. Çok gerilere Macunköylere gitmenize gerek yok...
Bu takım Avrupa'ya gidecek beyler. Akıllı olmak gerekiyor.Uyanın...
Kulübün üstüne mali polisi salanları.... Mali polislere iş çıkartan (varsa) yönetimi...
Kısacası herkesi akıllı olup Avrupa biletini almaya ve keyfini çıkarmaya davet ediyorum... Her sene şampiyon olunacaksa, bu işin tadı kalmaz...

Haydi ! Silkelenin Allah aşkına. Sevdanıza sahip çıkın.Çıkalım...
Üstümüzde oynanan oyunlara karşı Bir olalım,diri olalım
Negatif düşüncesi olan,oyunu çok iyi okuyabilen,takım kurma konusunda uzman arkadaşlardan tek bir ricam var..Lütfen 10 hafta susun..Kendinize güveniniz varsa sezon bitiminde bir Anadolu takımını alıp şampiyon yapın. Medyasıyla,topuyla,tüfeğiyle,satılmış kalemleri ve hakemleri ile üstüne oynanan oyunlara rağmen 2. sezonunuzda da lig 3. olun ellerinizden öpeyim.
Ama 10 hafta lütfen susun!