Çocukluğumun Bursa yerel gazetelerinde yer alan Bursaspor haberlerini
heyecanla üst üste defalarca nasıl okuduğumu gün gibi hatırlıyorum. Harçlıklarımdan artırdığım paralarla köhne kahve köşelerinde çay içerek okuduğum o 4-5 gazetelerden edindiğim Bursaspor bilgileri benim için çok değerliydi. O zaman çok ciddiye alarak heyecanla okuduğum yıllar
sonra ise çoğunun asparagas olduğuna inandığım yazıları bir çırpıda okumak ne
demek defalarca okurdum üst üste. Şimdi ise Bursaspor Tv gibi kulübümüzün resmi kanalını
izlemenin nasıl sıra dışı bir şey, önemli bir farklılık olduğunun her gün
farkındayım. Evimde Tv 73.kanalla açılır. O eski dönemleri yaşamayan bugünün değerini doğal
olarak pek anlayamaz. Bursaspor Tv’de takımın antrenmanlarını seyrederken
çocukluğum aklıma geliyor da; çocukluğumun idolü, kahramanı Elvir Baliç ile
ilgili ufacık bir haber, fotoğrafın beni nasıl mest ettiği dün gibi gözümün
önündeyken şu an Bursaspor’un maçını, antrenmanını seyrediyor
olduğuma ben hala inanamıyorum.
Geçen seneki yıkım sezonundan sonra; Le Guen ve
Ekibinin Özlüce’ye geldiklerinden beri Bursaspor Tv aracılılığıyla attıkları
her adımı, aldıkları her nefesi, sarfettikleri her kelimeyi, vücut dillerini,
duruşlarını, antrenmanı nasıl yönettiklerini, neler yaptırdıklarını dikkatle
izledim ve izliyorum. Le Guen, Bursaspor için çok büyük bir lütuftur. İlk antrenmandan itibaren topla buluşturdu
futbolcuları , geçen sezon 3 pas yapamayan takımı çözmüş ve profesyonel
futbolculara alt yapı çalıştırır gibi hala daha pas antrenmanı yaptırıyor..Bu
kadroda yer alan pas yapamayan bir futbolcu olsaydım UTANIRDIM.
İşinde ne kadar ciddi olduğunu, futbola ilişkin her
konuya nasıl hakim olduğunu, teknik direktörlüğünün yanı sıra hayata dair
mesajları da takıma ve bize vererek eğitmenliğini-kalitesini bize gösteriyor. Pasaport kontrolünde cep telefonlarıyla oynayarak
işini yapan polislerin yüzüne bile bakmayan takımı fırçalıyor, kişisel
diyaloglarda göz temasının önemini anlatıyor, kulübün çıkarlarının önde
geldiğini söylüyor, defanstan başlayarak takımı kurgulamaya çalışarak
futbolcuların üzerine çizik atmadan evvel onlara şans veriyor -son derece
adaletli..Kiralık olarak yollanacak yada takımdan atılacak isimlerin
söyleyebileceği bir laf olmamasını sağlayarak, kadrosu üzerinde adil olduğuna
olan inancı hakim kılarak; görev süresi boyunca karar ve uygulamalarının
sorgulanması, kadro üzerindeki hakimiyetinin iktidarsızlaştırılması ile bitecek
bir sürece mahal vermemek için bugünden EFENDİ rolünü üstlenmiş ve hazmettirmiş
durumda. Yabancı dilim de olduğu için verdiği röpörtajları,
tercümesiyle değil de kendi ağzından kullandığı cümlelerle dinlemek daha doğru
ipuçları veriyor kişiliği hakkında… Tipik bir orta kuzey Avrupa mentalitesi, kişisel beyan
onlar için çok önemlidir, söylediğinize çok önem verir ve mimler, dediğinizi
yapmadığınızda kredibiliteniz azalır ve itibarınızın azaldığını size belli
ederler sonra da sizi ciddiye almazlar yada es geçerler..Mazeret üstüne
mazereti anlamazlar.
Transferde geç kalmadık, hocamızın kontrolünde
yapılması gerekenleri yapıyoruz falan gibi doğru olmayan doğruymuş gibi olan
kelamları söyleyip durmasın Özlüce. Ligin başlamasına 20 gün kalmış..Bursa’daki
kamp geçmiş, Avusturya’daki kamp bitiyor durum sıkıntı arz etmeye başlamak
üzere. Gelecek adamın antrenman eksikliği, takıma uyumu,
adaptasyon sıkıntıları vs gibi bir dünya madde var, harcanacak paradan önemli
olan. En önemli problem de Le Guen’in usanması, yılması ve
sabrının taşması olur. Aldığım intiba, taraftarın Le Guen’i çok benimsediği
ve inandığı yönünde görünüyor.
Uzun dönemli planları olduğuna inandığım, master planlar
yapılabilecek, futbol adamlığının yanı sıra eğitmenliği – gençlere değer
veriyor olması – futbola dair öncelikleri ve vurguladığı detayları – uyumlu
kişiliği, işgören olarak yerini biliyor olması, rafine kişiliği, 0 ego
komplekssiz kimliği, adaleti ve kısa zamanda da olsa Bursa gibi zor bir şehirde
iddialı lafları ile değil de gerçekçiliği ve mütevazi futbol adamlığıyla
gönülleri fethetmiş olması Le Guen’i kaybetme lüksümüz olmadığını gösteriyor. Kaleye mert Örnek’i koymuş adam…Önünde 4 lü defans ve
9 hücumcuya diyor ki hodri meydan..10 atak yapan karavanacılar tek gol
atamıyor. Böyle bir antrenmanı düşünmek, uygulamak bile sıra dışı bir futbol
adamlığı gerektirir. Adam Yönetime daha nasıl mesaj versin !! Adam kadroda şişkinlik oluşturan bu takımın parçası
olamayacak isimlere daha nasıl ayna tutup kendilerinin işe yaramaz olduğunu
göstersin !! İngilizler enough is enough derler..Bizde ise, aaaa
yeter artık ama denir..
WE'LL BE WATCHING YOU MR.LE
GUEN
With Pleasure