30 Aralık 2013 Pazartesi

2014 yılına adım atarken...

Geçmiş yılın tüm hüzün, acı ve kederlerini geride bırakarak yeni bir yılın umudunu, heyecanını ve çoşkusunu hissederek yine bir başlangıç yapmamız gerekiyor. Buna gerek birey gerekse toplum olarak gerçekten çok ihtiyacımız var... Bizlere dayatılmaya çalışan yaşam tarzına, lutfedilen özgürlüğe, demokrasiye, kişilerin icat ettiği dinlere, yeni bir kimliğe ve herhangi bir tarafa hiç mi hiç ihtiyacımız yok! Mutlu olmak için nefes aldığımızı hissetmemiz, sağlıklı olmamız ve istisnasız herşeyi sevmemiz yeterli... Gerisi zeka ölçüsüne bağlı tercihler ve bu tercihlerin bizi  götüreceği veya getireceği yer !

2014 yılında yapacağınız tüm tercihlerinizi ve alacağınız tüm kararları akıl ve bilim ölçeğinde tartmış ve yüreğinizle vicdan süzgecinden geçirmiş olarak yapmanızı temenni ediyor, sevdiklerinizle birlikte huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir yıl diliyorum...

20 Aralık 2013 Cuma

Ah be Battala!

Rakamlarla uğraşmayı gerekmedikçe çok sevmem ama Batalla’nın Bursaspor’a katkısını anlatmak için rakamları ortaya dökmenin de gerekmediğine inanıyorum. Türk futbolunu takip edenler Batalla’nın Bursaspor’da ne tür bir rol üstlendiğini ve Bursaspor’un son yıllardaki başarısında ne ölçüde pay sahibi olduğunu pekala görüyor ve biliyorlar. Batalla’nın süreçte eleştirilmesinin başlıca sebebi “Küstüm, oynamıyorum” tavrı. Yönetim de, Kasımpaşa maçında Batalla’ya tezahürat yapanları yuhalayanlar ve daha dün “Efsane” dedikleri adama bugün küfredenler de bundan fazlaca dem vuruyor. Ancak hiçbir şeyin durup dururken olmadığını hem Batalla’nın, hem de her ne kadar “Anlamadık” deseler de kulübün ve başkanın açıklamalarından anlamak mümkün. Eskişehir maçına uzanan, yani 4 aydır süren bir sıkıntı olduğu apaçık ortada. Kaldı ki bu alttan alta Bursa’da biliniyordu da.. Yönetim, Batalla’nın Kasımpaşa maçından 48 saat önce bu kararı aldığını, Batalla ise Sivasspor maçından hemen sonra yaşanan tartışmanın ardından bu kararını ilettiğini söylüyor. Yani ortada, en hafif tabiri ile bir ‘yanlışlık’ var. Kim hangi konuda tam anlamıyla doğruları söylemiyor, anlamak çok güç. Zaman ilaç olur mu, bilinmez. Çünkü Batalla, kendisine söylendiğini ilettiği ve ‘saygısızca’ olarak nitelediği sözlerin ne olduğunu söylemiyor. Bu da konu hakkında yapılacak tüm yorumların askıda kalmasına sebep oluyor. Bu tavrı eleştirilir mi, ben eleştiremem. “İnsanları, ne yaşandığını söyleyerek yönlendirmek istemem” demesini şahsım adına takdirle karşılıyorum.
“Kimse Bursaspor’dan büyük değildir” sloganını/şiarını, “Takım için önemi ne olursa olsun, takımdaki yeri ne olursa olsun, camiadaki konumu ne olursa olsun kimse bize tavır alamaz” olarak algılamak yanlış. İkili ilişkilerde bu tarz şeyler olur ve insanlık tarihi boyunca kimse ile bu tarz problemler yaşamamış bir insan evladı yoktur, bulamazsınız. Kulübün “Bir çalışanın, çalıştıranı, yani hocasını ya da başkanını eleştirmesi ve hatta daha da ileri giderek değiştirmek istemesi asla kabul edilemez” çıkışı da bu sebeple çok ama çok yanlış. Zaten ben, bu açıklamanın ardından, sorunun Batalla’yı ‘sadece bir çalışan’ yerine koymaları sebebiyle doğduğu ve bu noktaya kadar geldiği yönündeki düşüncelerimden emin oldum.
Batalla’ya ‘sadece bir çalışan’ muamelesi yapar ve ona hak ettiği önemi vermez, onun ile diyaloglarınızda dikkatli olmazsanız, hele ki daha önce lider karakterli birçok oyuncuyla yaşadığı sıkıntılar ortada olan Daum ile de birlikte çalışıyorsanız, Batalla’yı kaybetmeniz çok olası olur.
Peki şimdi ne olacak?
Ben bakıyorum, bu konuda karşımda dün ile bugün söyledikleri birbiri ile çelişen bir yönetim görüyorum.

Bir gün “Dönüşü çok zor” diyen, ardından “”Kapılarımızı hiçbir zaman kapatmadık” diyen..
Diğer yanda, çok ‘net’ bir Batalla.
Bir yanda “Ne olursa olsun, kesinlikle FİFA’ya gitmeyi düşünmüyorum” diyen bir Batalla görüyorum.
Diğer yanda, “Verebileceğimiz ne ceza varsa vereceğiz” diyen bir yönetim..
Bir yanda, seçim döneminde beraber-omuz omuza yola çıktığı insanlarla dahi iletişimsizlik ve kötü planlamalar yüzünden yollarını ayıran bir yönetim görüyorum. Diğer yanda bu şehirde, kendisini hiç tanımayan insanların sevgisiyle ‘devleşen’ bir Batalla.Uzlaşı bu sebeplerle zor değil, ‘imkansız’ gibi.
Tercih yapmam çünkü tercihlik bir durum yok.
Ancak Batalla’nın Bursaspor’dan gitmesini istemiyorum. Ya da, böyle gitmesini.
Bana, çare 1 sene Batalla’yı yurt dışına kiralamakta gibi geliyor.
Çünkü, bu yönetimin görev süresini dolduracağını zannetmiyorum.
Son olarak, şu süreçte ‘profesyonellerin’ ne yaptığını da sormak lazım. Görev tanımı, “Takım-hoca-yönetim ilişkisini ve koordinasyonunu sağlamak” olarak açıklananların yani. Yalnızca takım kafilesinin başında kamp ve deplasmana gitmek ile direktör olunuyorsa, maaşsız çalışacak bir ton ‘direktör’ bulmak mümkün bu renkler uğruna. Ki bunların hiçbirinin gönlü, Batalla’nın gitmesine razı da olmaz.