24 Aralık 2016 Cumartesi

21 Aralık 2016 Çarşamba

Beşiktaş Bursa Husumeti

2003-2004 sezonunun son haftasına dört takım küme düşme korkusuyla girdiler. Elazığspor ve Adanaspor çok önceden küme düşmeyi garantilemişti. 16. sıradaki Bursaspor’un 37, 15. İstanbulspor’un 38, 14. Rizespor ve 13. A.Sebatspor’un 39’ar puanı bulunuyordu. Son haftada bu dört takımın da maçlarını kazanmasıyla (Bursaspor 1-0 Samsunspor, Konyaspor 0-2 İstanbulspor, A.Sebatspor 3-2 Ankaragücü, Ç.Rizespor 1-0 Beşiktaş) Bursaspor 40 puanla son takım olarak küme düştü. Bursaspor böylece lig tarihinin en yüksek puan ve en iyi averajla (0) küme düşen takımı oldu. Beşiktaş bir hafta önce de kendi sahasında A.Sebatspor’a 2-0 mağlup olmuştu.
Son hafta karşılaşmalarında Beşiktaş Ç.Rizespor’a yenilmese Bursaspor ligde kalacaktı. Beşiktaş’ın o maçı bilerek kaybettiği iddiaları, en azından bazı futbolcuların işin içinde olduğu iddiaları çok konuşuldu. Son haftada Ankaragücü kaybetmeseydi Bursaspor yine kümede kalacaktı. Ancak öfkenin Ankaragücü’ne dönmemesinin nedenleri vardı: Öncelikle Bursaspor ve Ankaragücü taraftarı arasındaki yakınlık, sonra da Ankaragücü’nün maç sonrasındaki şikayetleri. Ankaragücü yöneticileri maçın devre arasında koridorlarda tehdit edildiklerini, silah çekildiğini iddia ettiler, ama hiç bir işlem yapılmadı. Kulüpler Birliği ve Ankaragücü başkanı Cemal Aydın içişleri bakanına şikayet edeceklerini söyledi:
Kulüpler Birliği ve Ankaragücü Başkanı Cemal Aydın, Akçaabat Sebat maçında yaşanan olaylarla ilgili olarak İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya gideceklerini söyledi. Maçın devre arasında koridorlarda yaşanan olaylardan, İlçe Emniyet Emniyet Müdürlüğü’nü sorumlu tutan Cemal Aydın, “Olaylar çok çirkin ve futbola yakışmıyor. Mülki amirler amigo olamaz” dedi.
Devlet Bakanı M. Ali Şahin, A.Gücü Başkanı Cemal Aydın’ı arayıp ‘Geçmiş olsun’ der ve olaylar hakkında bilgi alır. Şahin, bu ve benzeri olaylara asla müsamaha etmeyeceğini belirterek, ‘Gereğini yapacaklarını’ söyler. Bakan Şahin, A.Gücü yöneticisi M.Kemal Ünsal, doktor yönetici Salim Sırrı Türker ve futbolcularının da bilgisine başvurulacağını sözlerine ekler. Bu arada A.Gücü Başkanı Cemal Aydın, Akçaabat’ta olaylara seyirci kaldığını belirttiği emniyet güçlerini İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya şikayet edeceğini söyler.

https://youtu.be/2jWZZa5quXg

A. Sebatspor’a hem yenildiklerini, hem de tekmeli-tokatlı saldırıya uğradıklarını belirten A.Gücü’nün kaptanı Hakan Kutlu, “Koridordaki 35-40 kişilik saldırganlar arasında yumruk yumruğa çarpışmalar yaşandı” der ve konuyla igili şunları söyler:
“Her futbolcu bir-iki kişi yıkıp, soyunma odasına ulaşabildi. Soyunma odasının kapı dillerini bantlayıp kapatılmasını önlediler. Biz futbolcu olarak dürüstçe mücadele ettik. Formamızın onuru için dimdik durduk. Bize hep ‘Korkmayın, kimse sahada kalmaz’ derlerdi. Bunun gerçek olmadığını Akçaabat’ta gördüm.”
A.Sebatspor Kulübü Başkan Yardımcısı Baki Eyüboğlu, Ankaragücülülerin iddialarını, ‘Saçma’ ve ‘Kabul edilemez’ şeklinde yorumlarken, “Bizi bırakıp Sakarya’daki olaylara baksınlar” der.
Bu olaylar yüzünden Bursaspor’un tüm nefreti Beşiktaş’a döner. 2006 yılında Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan Örtbas Edilen Şike Belgeleri (Lube Ayar) yazı dizisinde şunlar yazılmaktadır:
 Mayıs 2004. İddiasını kaybeden Beşiktaş’ta başkan Serdar Bilgili, teknik direktörü Mircea Lucescu. Beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan Rizespor’la oynamaya hazırlanıyor. 15 Mayıs’taki maç için Rizespor son kozlarını oynuyor. O günlerdeki telefon konuşmaları, Sedat Peker’e yönelik “Kelebek operasyonu” için yapılan teknik takibe takılıyor. Telefon kayıtlarında “evladımız” sıfatıyla anılan Sergen, maça çıkmıyor. Emre Aşık, kötü oynuyor, Tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. Serdar Topraktepe, “müsait” bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! Ve Beşiktaş, Rize’ye verilen “ilginç” bir penaltıyla maçı 1 – 0 kaybediyor. Sonuçta Rizespor 42 puanla 1. Lig’de kalıyor. 40 puanlı Bursaspor ise küme düşüyor.
(…)
Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Peker, maç günü 0543 334 34.. numaralı hattı arıyor. Dosyada hattın sahibi belirtilmiyor. Aldığımız bilgilere göre, numara o tarihte Sergen’e aitti.
15 Mayıs 2004 (Saat 12.37)
VP: Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun!
X: Tamam abi. Merak etme abi.
VP: Aman gözünün yağını … seyirci var ya! Var ya kalbim durmaya başladı ya!
X: Yok be, bir şey olmaz ya. Sen kafanı takma.
18 Mayıs 2004’de Bursaspor Kulübü, Birinci Süper Futbol Ligi’nin tescil edilmemesi için UEFA’ya başvurur. Kulüp Başkanı Fikret Üstenci, “Türkiye’de şu anda Futbol Federasyonu kalmadığı gibi, masa başı oyunlar, kurulan bölge birliği, kaba kuvvet, silah dayamalar ve şaibelerle lig bu hale gelmiştir. Kulübümüzün haklarını korumak için UEFA ve Şike Tahkik Komisyonu’na başvurduk. Bizim burada temennimiz bu şaibeli ligin tescil edilmemesidir” der.
Tüm bu yaşananlar, söylentiler, iddialar nedeniyle Bursaspor taraftarı ile Beşiktaş arasında ciddi bir gerilim başlar. Bursaspor’un Süper Lig’e dönüşünden sonra karşılıklı olarak deplasmana seyirci götürülmez.
2010-2011 sezonunun 32 haftasında 7 Mayıs 2011 tarihinde Beşiktaş Bursa’ya misafir olacaktı. Bu kez olaylar stadda çıkmadı. Maç öncesinde şehir savaş alanına döndü. Bursaspor taraftarının polisle çatışması üzerine Beşiktaş kafilesi stada dahi giremedi ve maç  “iptal” edildi.
Futbol Federasyonunun Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Egemenoğlu, LigTV’ye yaptığı açıklamada, maçın iptaline ilişkin kararın Bursa Valiliği, emniyet müdürlüğü, maç temsilcisi ve hakemlerle yapılan bilgi akışı sonrası alındığını söyledi.
“Bütün bu gördüklerimizden sonra müsabaka talimatı uyarınca maç güvenliğiyle ilgili olaylar ve seyirci olayları nedeniyle müsabaka talimatının verdiği yetkiyle bu maçın oynanmamasına karar verdik” diyen Egemenoğlu, şunları kaydetti:
“Bu karar tehir, erteleme değildir. Bu karar maçın oynanmaması yönündeki bir karardır. Müsabaka talimatı gereğince Yönetim kurulumuz maçın akıbetiyle ilgili ivedi olarak toplanarak bir karar verecektir. Yönetim kurulumuzun aldığı karar doğrultusunda da hem açıklama, hem de gerekenler yapılacaktır. Kararı alan merci maçın hakemi değil, futbol federasyonu yönetim kuruludur. Bu karar erteleme değildir. Maçın oynanmaması yönünde verilmiş bir tedbir kararıdır.”
Olaylarda 25’i polis 34 kişi yaralandı, 100’ün üzerinde gözaltı vardı.
12 Mayıs 2011’de TFF Bursaspor’un 3-0 hükmen mağlubiyetine karar verir. Ayrıca Bursaspor beş maç saha kapatma ve üç deplasman maçına taraftar götürmeme cezasına çarptırır.

20 Aralık 2016 Salı

Biz büyük takımız yeaaa

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi İstanbul takımlarının arkasında bulunan taraftar kitlesi ve camia gücü sebebiyle hedefi kesinlikle Avrupa olmalıdır. Zaten bu takımlar ligde bir şekilde zirve yarışında yer alıyorlar ve Avrupa Kupalarına katılım hakkı elde etmektedirler. Senin imkanların çok geniş ve diğer takımlara oranla istediğini yapma özgürlüğün var, oysa sen son yıllarda Avrupa hayallerini bir kenara bırakarak tamamen lige yöneldin. Artık Türkiye Ligi'nde şampiyon olmak üç büyüklerin bile en büyük hedefi olmuş. Şampiyonlar Ligi'ni geçtim, Avrupa Ligi'nin ön eleme turunda Karpaty, Paok, Trömsö seni eliyor ama basın bile yaygara koparmıyor. Kimse üzerine gelmiyor. Ligde ise iki maç kazandığında bir anda kral olabiliyorsun. Trabzonspor gibi yıllardır şampiyonluk hasreti çeksen neyse, Bursaspor gibi devrim peşinde koşsan neyse, Başakşehir gibi düşünsen neyse. Sen ligi düşünüyorsun, bütün hedefini buna yöneltiyorsun, bunun için de büyük paralara transferler yapıyorsun ama hedefin sadece lig. Sonra da burası bir bakıma Katarlaşıyor, yani ülkesinde ya da bölgesinde şampiyon olmayı hedefleyen takımlar başarıyı pahalı transferlerden, futbol heyecanını kaybetmeye yüz tutmuş yıldızlardan umuyor. 

Sonrada kalkıp kendine ben büyük takımım diyorsun :)

17 Aralık 2016 Cumartesi

Jose Mourinho Saati #3


"Benim hakkımda yazılan herşey yanlış. Ama er ya da geç birgün Real Madrid'in başına geçeceğim. İngiltere'de ve İtalya'da büyük takımlar çalıştırdım. Şimdi sırada İspanya var"
Jose, Portekiz'in de başına geçeceğini ama bundan önce Real Madrid'i çalıştıracağını söylüyor. Yalnız şimdilik hedefi Premier Lig'e dönmek olarak görünüyor. Çünkü Chelsea'dan kovulmasını hala hazmedebilmiş değil ve Inter'de yaptıkları aslında çok büyük bir cevap oldu. Tabii Premier Lig'de hangi takıma gider, neler yapar bilemiyorum. Nitekim bütün büyük takımların teknik adamlarının yeri oldukça sağlam. Bir tek Benitez düşündürücü ama onun da takımının başında kalmasını bekliyorum. Bu yüzde Premier Lig'den önce Real Madrid seyahatini yapabilir ve en büyük üç ligde de şampiyonluk gören teknik adam olarak tarihe geçebilir. En sonunda da emeklilik niyetine Portekiz'in başına geçer ve artık şampiyonadan şampiyonaya bu adamın gül yüzünü görürüz. Ayrıca Jose'nin İspanya'ya gidişi demek Barcelona'dan da alacağı intikamların yenilenmesi anlamına geliyor. Tercümanı olduğu takımı, yarı finalde yenmeyi başardı. Bir de bunu ligde başarmaya çalışacaktır. Barcelona'nın başına geçmek istemediğini ve bu nefretin sürmesi gerektiğini diyen bir adamdan bahsediyoruz :) Büyüksün Jose...

16 Aralık 2016 Cuma

BURSANKARA: Bir Dostluk Hikayesi

Onlarınki bir dostluk hikayesi. Onların ki, maçlara döner bıçaklarıyla giden taraftarların olduğu bir ülkede, ortak maç seyretme hikayesi..

Onların ki, iki takımın gerçekten kardeş olabileceğinin göstergesi..

Bursaspor ile Ankaragücü arasında yıllardır devam eden, maçlardaki yüzlerce kavga haberinin arasında kendine pek yer bulamayan ama puan mücadelesinin öldürücü zorluğunda bitmeden yaşayan bir dostluk var.

Bursa ve Ankaragücü taraftarları maçları beraber izliyor, bursankara atkılarıyla tribünlerde boy gösteriyor, maç öncesi beraber içip eğleniyor.

Bursa ile Ankaragücü’nın bu ilginç dostluğu bir taraftarın hüzünlü hayat hikayesine dayanıyor.

1990 yıllarda bursaspor taraftar grubu Teksas’ın liderlerinden Abdülkerim Bayraktar , her Bursasporlu'nun saygı gösterdiği bir karakter idi.

Bayraktar bütün bursa maçlarını gidiyor, tribünlerin sürekli canlı olması için varını yoğunu ortaya koyuyordu. Bu heyecanlı genç bir gün üniversite okumak için Ankara’ya gider.

Taraftar Abdülkerim’in futbol sevgisi buradada devam edince Ankaragücü maçlarına gitmeye ve sarı lacivertli takımı desteklemeye başlar.

Artık o önce Bursasporlu sonra Ankaragüçlüdür. Ankaragücü taraftaları da Abdül abilerini içlerine kabul eder, futbol sevgisine saygı gösterirler.

Abdülkerim Bayraktar’in askerlik çağı gelince vatanı görevini yerine getirmek üzere mardine gider ve Mardin’de şehit düşer.haberi alan Bursaspor taraftarları derin bir üzüntü yaşarlar.

Abdül abileri için ilk maçta bir tören düzenlerler. Törenin tam ortasında herkesi şaşırtan bir jest yaşanır.

Sahasına sarı lacivert formalı bir grup taraftar Bursaspor sahasının ortasına çıkar ve “Abdül ölmedi kalbimizde yaşıyor” pankartı açar.

Ve stad Abdül abiyi kaybetmenin hüznünü ve bir kardeş takım kazanmanın sevinçi bir arada yaşar. Ankaragüclüler abdül abi sevgisi bunla da kalmaz.

Abdülkerim Bayraktar cenazesine Ankara'dan yüzlerce Ankaragücü taraftarları gelir.

Bugün Abdülkerim Bayraktarı iki takım da unutmadı. Abdül abileri Bursa ve Ankaragücü arasındaki dostlukla unutulmuyor.

Bursasporun her maçında -Ankara’nın plaka kodu 06 olduğu için – mücadelenin 6. dakikasında, Bursasporlular Ankaragücü diye tezahürat yapıyorlar.

Ankaragücü de her maçın 16. dakikasında bursaspor diye tezahurat yaparak bu dostluğu sürdürüyor.

Bursa Ankaragücü maçlarını taraftarlar beraber izliyor, ortaklaşa kurdukları www.bursaankara.com sitesinde dostuklarını pekiştiriyorlar ve futbolda süren anlamsız kavgalara meydan okuyorlar..

11 Aralık 2016 Pazar

Aramız Bozuk Kanımız Değil!


Keşke şuan sadece dün akşam oynanan Beşiktaş – Bursaspor maçındaki saha içi değerlendirmelerini yazabilseydim, keşke hakem bozuntusu Bülent Yıldırım’ın yanlı kararları ile Beşiktaş’ı ayağa kaldıran performansını eleştirebilseydim. Keşke tribünde yer alan Bursaspor neferlerinin o yemyeşil görüntüleri ile maç içinde 1900 kişi tüm Beşiktaş tribünlerine nasıl ders verebildiğini yazabilseydim. Keşke maç sonunda Vodafone Arena tribünlerindeki Beşiktaş taraftarlarının asılı olan pankartlarını küçük operasyonlar ile birer birer hiç etmelerini dair gözlemlerini paylaşabilseydim.

Ama bunları yazamayacağım. Böylesi bir günde futbol ve spor konuşmak laf-ı güzahtan öte geçmez.

Ben daha önce terör/savaş gibi somut tehditleri rejim değiştirmek gibi soyut tercihlerle çözen devlet görmedim. Bilen varsa hatırlatabilir. Türkiye'deki terörün bitip bitmeyeceği Türkiye'nin başkanlığa geçip geçmemesiyle değil, askeri gücüyle, operasyonlarıyla belirlenecektir.Artık konuşarak çözülecek şey yok. Sorun Suriye dahil bölge ülkeleriyle birleşip Bismarck'ın da dediği gibi "kan ve demir" ile çözülmelidir.

Bu menfur saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize birkez daha Allah'tan rahmet dilerim.

4 Aralık 2016 Pazar

Igor Tudor


Dün gerçekleşen Karabükspor idmanı öncesinde bir fotoğraf. Çok hoşuma gittiği için paylaşmak istedim. Igor Tudor'a çok fazla kanım kaynıyor, günün birinde de Bursaspor'da görmek isterim.

Futbolculuk dönemini biliyoruz tabii, çocukluk dönemimizin önemli isimlerinden biriydi. Hırvat teknik adamı, antrenörlük noktasında da yeni yeni tanıyoruz ama kişilik ve karakter noktasında da kendisini yeni tanımaya başladık. Egosuz adam, idman öncesinde görevlilere yardım ediyor, sahanın karını temizliyor. Potansiyeli de yüksek bir teknik adam, iyi başladı ve devamını da iyi getirecek gibi duruyor. Görüyoruz ki iyi de bir karakteri var, umarım çok başarılı olur. Fotoğraf çok hoşuma gitti, paylaşmak istedim.

3 Aralık 2016 Cumartesi

Yeni Tüzük - Bursaspor


Camianın genelini ilgilendiren bir konuda karar alınırken, camianın genelinin görüşleri önemlidir ve dikkate alınmalıdır. Başkan’ın borç miktarını “Biz devraldığımızda 450 milyon borç vardı” söylemi enteresandı. Çünkü son 6 yılda görev yapan yönetimlerin hesaplamalarından fark şekilde hesaplandığı çok açık ortadaydı.

Şöyle ki Yazıcı’dan Körüstan’a, Ondan’da Bölükbaşı’na kalan borç nasıl hesaplandıysa bu yönetim de o şekilde hesaplamalı.Borcu bir yıla kadar düşüreceğiz hedefi tutmayınca böyle bir yönteme başvuruluyor anlaşılan.Başkan özveri ile çalışıyor, tamam yeterli destek alamıyor, iyi niyeti de şüphe götürmez; ama hedefler tutmayınca hatalar artmaya başladı.

Herkes her şeyin farkında değerli başkan bunu bilmeli.

Hamza Hamzaoğlu ile ilgili sarf ettiği “taraftar onu istemiyorsa beni de istemiyordur” kelamının çok düşünerek söylenmiş olduğunu zannetmiyorum. Çünkü böyle bir mantık ve anlayış yok. Bunu bugüne kadar kimseden duymadık. Taraftar, Bursaspor’da görev yapan kişilerden memnun değilse bunu ifade edebilir. Bu şekilde değerlendirmek mantık dışıdır.

Çeşitli konularda camianın, özellikle taraftar kesiminin istekleri oluyor. Elinizde olmayan nedenlerle bu istekleri gerçekleştiremediğinizi söylüyorsunuz. Ama tüzük konusu tamamen sizin elinizde yani herhangi bir bahaneye yer yok. Bu kez onları dinleyin.