12 Eylül 2011 Pazartesi

...ve Timsah yürüşü başladı!

Güzel bir Bursa pazarında, Kayseri ile karşılaştığımız 2011-12 STSL'nin ilk maçında biri bana maç öncesinde ''-Maçı 3-0 kazanırsınız!'' deseydi, gülüp geçerdim kesinlikle. Ama maç sonu değil 3-0, 6-0 neden olmadı diye kendimi hayıflanırken bulmam sanırım maçın nasıl bizim ezici üstünlüğümüzde geçtiğinin bir göstergesi olsa gerek. Şike,mahkeme, Anderlecht'e şanssız şekilde elenme, tutuklu taraftarların serbest kalışı, yeni transferler ve daha nice gündemle Atatürk Stadı'nda içeri girip, yeşil zemine şöyle bir göz attığımda, daha farklı ve daha realist bir takım olduğunu en başından hissetmiştim. 

Maçın başlama düdüğüyle birlikte Chretien Basser'in aranılan kan olduğu daha toğu ayağına ilk aldığı anda kendini hisettirdi, adam 3 ay boyunca yaptığı nazın hakkını verdi desek yeridir heralde. Adem Koçak ve N'Diaye 2'li ön liberolu sistemimizde ne kadar çok iş yapabileceklerini maç boyunca ortay koyduğu performansla gösterirlerken, Bangura'nın halen takıma adapte sorununu aşamadığı da gözümden kaçmadı. Turgay'ın sağ kanatta mücadeleci yapısıyla oynaması çoğu kişiyi etkilese de, 2 hafta sonra gelecek olan Sestak'ın o bölgede yerini alıp, Turgay'ın yedek kulübesine demirleyeceği su götürmez bir gerçek gibi duruyor karşımızda. Solda Ozan İpek, Battala'nın ortasını iyi takip edip, alnına çarparak attığı golden ziyade, bu takımda kalıp, gol sonrası yaptığı Timsah yürüşüyle taraftarların gönlündeki tahtını sağlamlaştırarak bizi 1-0 öne geçirirken, Wederson benim kesinlikle gol olacak dediğim serbest vuruşta mükemmel bir şutla bu sezonun en formda ismi olduğunu herkese gösterdi. (gol olur dediğime inanmadıysanız işte ispatı, o kadar inandım ki gol olacak diye çektim ;)


İlk ayrı 2-0'lık skorla bittiğinde, devre arası bu maç 5'e doğru yol alır gibi dursada, 2. yarı başladığında Kayseri bize oranla daha çok topu ayağında tutarak, özellikle Amrabat'la kalemize gelirken, bu dakikalarda savunma ikilimiz Serdar ve İbrahim müthiş mücadeleriyle göz doldurmasını bildiler.Dakikalar 65'i gösterirken Ozan'ın pasıyla, kendine has özelliğiyle içeri doğru draft eden Battala'nın, ceza sahası dışından yaptığı vuruşla durumu 3-0'a getirdiğinde, bu takımın gerçek ''10'u'' benim diye haykırması kuşkusuz hepimizin beklentisiydi. Oyunun son bölümlerinde giren Tagoe'nin idman eksiği ve adaptasyon sürecini atlattıktan sonra bize .çok katkı vereceğini düşündüğümüde unutmadan söylemeliyim.

Sağlam'ın maç sonu ''taraftara kırgınım, stadta boşuklar vardı söylemine ise hiç katılmıyorum. Nedenlerini de çektiğim fotoğraf ve analizlerle aşağıda birbir sıraladım. Umarım hocamız bunu okur ve bir nebze olsun bizi anlar.


Açık Kale : Oradaydım, fulldü.
Kapalı Kale: Radikal tarafına doğru toplasanız 1 blokluk kadar bir boşluk vardı, tabi insanlar kopuk kopuk oturduğundan, daha doğrusu direği ekarte etmek için oluşan boşuklardı bunlar.
Maraton: Her zamanki gibi Kale arkalarından alınan yerler boştu (buralar Man.Utd & Valencia) maçlarında dahi dolmamıştı. Real Madir'te gelse dolacağını sanmıyorum. Yeni stada gidene kadar böle olucak artık, alışalım buna.
Kapalı Tribün: Bursa'da orta-üst grubun Bursasporlu olmadığı hepimizce malum artık. 3 büyütülmüşler geldiğinde dolar buralar anca, yoksa hep bu şekilde kalır. Yada 16 Mayıs 2010'da old. gibi son 5-6 
hafta şampiyonluk yolunda ilerlememiz 
lazım ki dolsun


Displin, düzen, saldırgan ve takım oyunu, Volkan ve Sercan gittikten sonra  Ertuğrul Sağlam'dan beklediğimiz en büyük hamlelerdi ve tüm bunları bu kadar kısa süreçte harmanlayıp önümüze sunduğu için kendisine sayısız teşekkürlerimden birini daha etmeden geçemeyeceğim. 2 yıl sonra ilk kez 2 farklı üstünlükle sahadan ayrıldığımız bu maç bundan sonraki süreçte umarım şampiyonluk yolunda atılmış güçlü ve sağlam bir adım olarak karşımıza çıkar.


Maçın 3 adamı: N'Diaye - Battala - Ertuğrul Sağlam


*Resimler, yazı ve video şahsıma aittir,lütfen izinsiz kullanmayanız, kullanan N'Diaye'nin altında kalsın.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder