11 Temmuz 2016 Pazartesi

İtalya Gezi Notları 4.Bölüm: Venedik


İtalya gezimizin son durağı Venedik... Floransa'dan sabahın köründe trene bindiğimizde yoğun gezi temposundan oldukça bezmiş bir halimiz vardı. Venedik'i sona bırakmak iyi fikir mi bilmiyorum ama öyle olması gerekiyordu. Venedik coğrafi olarak ilginç bir yapı, 120 minik adacık ve 400ü aşkın köprü barındırıyormuş. Daracık sokakları, rengarenk boyanmış evleriyle çok fotojenik, eskiliği ve rutubet kokusuyla bir o kadar leş bir yer.  Venedik halkı, adacıkların ana karaya bağlandığı "Mestre" adlı yerde yaşıyormuş.
Venedik'e giriş, Santa Croce adlı bölgeden yapılıyor. Biz de trenden Santa Lucia Tren İstasyonunda indik. Tren istasyonu ve otobüs durakları çok yakın. Şehre karayolu ile girilen bu bölgedeki ana meydanın adı "Piazzale Roma" olarak geçiyor. Şehrin en turistik yerleri San Polo ve San Marco bölgeleri. Rialto köprüsü ve San Marco meydanı da buralarda. Fakat... Venedik'te uzun zaman geçirmeyecekseniz ve özellikle trenle veya karayoluyla geldiyseniz otelinizi Santa Croce bölgesinde seçmenizi öneririm. Çünkü elinizde bavullarla daracık sokaklarda yürümek isteyeceğinizi sanmıyorum. 
Bizim kaldığımız daire San Marco meydanına 5 dakika yürüme mesafesinde oldukça merkezi bir lokasyondu. Santa Lucia tren istasyonuna da yakındı. Venedik oldukça karmaşık, labirent gibi bir yer ve toplu taşıma sadece Vaporetto denilen su otobüsü gibi bir deniz taşımacılığıyla yapılıyor. Şehrin ortasından geçen ana kanal (ters S şeklinde) "Grand Canal" üzerinde işliyor bu Vaporettolar ve tek yön 7 euro. Mümkün olduğunca az binmeye çalışıyor insan :) Genelde turistik merkezlere yürüyerek gidip dönüşte yorulduğumuz için kullandık. 

Vaporettonun ilk durağı da otele yakın, Piazzale Roma meydanından başlıyor, San Marco'ya Vaporetto ile de ulaşım mümkün. Yürüyerek gidildiğinde yarım saat sürer diye düşünüyorum. Venedik'te gezmenin raconu kaybolarak gezmek. Evet, haritanın işe yaramadığı bir şehir burası, takip etmesi çok zor. "Rialto köprüsü", "San Marco meydanı" gibi belirgin yerler bazı sokaklarda oklar ile gösterilmiş. Okları takip ederek yolunuzu buluyorsunuz. Bir sokağa giriyorsunuz ıpıssız, bir başka sokağa bağlanıyorsunuz çok kalabalık.
Her yer hediyelik eşya ve maske satan dükkanlar ile dolu. Beğendiğiniz bir şey olursa "dönüşte alırım" diye ertelemeyin derim, çünkü dönüşte o sokaktan geçebileceğinizin bir garantisi yok :) Rialto köprüsü (Ponte di Rialto) Grand Canal üzerindeki en önemli köprü. Etrafında ve üzerinde yine hediyelik eşyalar satılıyor, en çok da kuyumcu dükkanları bu bölgede toplanmış. Köprünün ayağında sıra sıra restoranların dizildiği bir yer var ki oldukça turistik, pahalı ve kalitesiz olduğunu duyduğumuz için burada yememeyi tercih ettik. Sadece kahve içtik :) San Marco Meydanında "San Marco Bazilikası" dikkat çekiyor. Hemen karşısında çan kulesi var "Campanile di San Marco". Bazilikanın yanında Plazzo Duccale yani Dükler Sarayı göze çarpıyor. Sarayın yanında da bir zindan var. Saraydan zindana geçerken mahkumların son kez Venedik'e baktıkları köprü "İç çekme köprüsü" veya "Hasret Köprüsü" gibi farklı isimlerle anılan Ponte di Sospiri bulunyor. San Marco meydanında bir de burç sembollerinin tesvir edildiği saat kulesi ve büyüklüğünü aklımın almadığı Sansovino kütüphanesi bulunuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder