11 Kasım 2011 Cuma

Sil Baştan - Ken Grimwood

Benim için alıp,okuyacağım bir kitabın kitabevinde bulunduğu kategori çok önemlidir. İlk tercihimi burada yapmaya çalışırım olabildiğince, Roman/macera, kişisel gelişim, Türk/Amerikan/Avrupa/vs Edebiyatı gibi pek çok kategori başlığının altına gidiyorsunuz. Aklımda bir kitap olmadığı sürece serbest atış yapar, bilinçaltımın bilmediğim süzgeçlerinden geçerek gözümün “bir şekilde rastlantısal olmayan” takıldığı başlık ve kitap isimlerine, kitap kapağına ve arka kapak yazısına referansla içgüdüsel bir kitap seçimi yaparım. Arka kapak demişken:

Ken Grimwood’un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir… Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avcunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street’te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini…
Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir? Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor.
Sil Baştan ortalarına kadar sıkıcı olduğunu söylemekle beraber, aslında çoğu elit kitabın bu şekilde olduğunu da belirtmeliyim. Konuyu kavramaya çalışıyorsunuz falan, kitabı okurken aynı zamanda tahmin de ediyordunuz bazı şeyleri , ben olsam şöyle yapardım böyle yapardım diye . Cinsellik, bazı sayfalarda haddinden fazla sık sık işleniyor ama biraz dozu aşmışcasına. Sonu bir kesinliğe bağlanamıyor ve merakta bırakıyor! Bir zaman sonra takip edemiyorsunuz kitabı, sürüklenip gidiyorsunuz çünkü olaylar komplike ve çok seri geliyor. Genel olarak beğendim , Harlan Coben' in tattırdığı duygulardan mahrum bırakmadı, kitabın içine girebildim sadece satırlardaki yazıları görmedim yani. Okuyun derim farklılık olur. Bana Ethernal Sunshine of Spotless Mind filmini de hatırlattığını ek olarak belirtmeliyim ama filmin 2004'te çekildiğini kabul edersek birbirinden bağımsız olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca en beğendiğim kitap kapağıdır, sade ve tatlı. Altını çizdiğim sözlerden: ''Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez ve çok yakından incelenmiş bir hayat da intihara değilse bile deliliğe yol açabilir.'' 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder